Kuran'da Kadın

ein Bild


Daha önce, ilahi peygamberlerin hareketlerinde kadınların faal bir rolü olduğunu belirtilmişti. Nitekim, hazreti İbrahim -as-‘dan, hz. İsa -as- ve hazreti Muhammed Mustafa -sav-‘e kadar tarihte, insanlara yol gösteren bu peygamberlerin hayatında kadınlar önemli rol oynar. Evet kadınlar insan hayatı tarihindeki gelişmeleri yönlendirecek kadar etkili olmuşlar.

Hacer adındaki bir mükerremenin hazreti İbrahim -as- ile hayat sürdürmesi, Firavun'un eşi Asye'nin hz. Musa -as- dinine yönelmesi ve hz. Meryem'in hz. İsa'yı doğurması, kadınların, ilahî dinler alanındaki görkemli varlıklarının kıymetli örnekleridir. Bilhassa, bu varlık ilahî dinlerin gelişmesi yönündeki faaliyetlerle birliktedir. Bu kadınların hayat hikayelerini gözden geçirince, kadının ilahî dinler sayesinde yüceldiği ve etkili roller oynadığı ortaya çıkıyor.

Günümüzde kadının kalkınmadaki rolü ve sosyal alanlardaki varlığından söz edildiğinde, bazıları, bu varlığın sürmesinin, nesillerin eğitimi gibi kadının temel görevinin önemini yitirip, aile ve yuvaya karşı duyarsız kaldığı şeklinde yorumluyorlar.Halbuki Kur'anda kadınlarla ilgili güzel hikayeler incelendiğinde kadının, düşüncesini doğru yönde gereğince kullandığında, etkili değerli ve övülmeye değer bir tablo ortaya koyduğunu gösteriyor. Bu hikayeler, kadının ne derece geliştiği ve yapıcı bir rol oynadığını belirliyor. Oysa bu kadınlar hep eşleriyle birlikte ve ailelerinde sıcak bir ortam oluşturarak hareketlerini sürdürdükleri görülüyor.

Kur'an-ı Kerim'de hz. İbrahim -as- ın eşinin hayatıyla ilgili bir konuyu ele alalım:
Hz. İbrahim -as- ululazm peygamberlerdendir. Yani kitap sahibidir. Hz. İbrahim dünyada tanınan tevhid dininin kurucusudur. Evet dünya var olduğu sürece kalacak olup, insanları kurtuluşa yönlendiren tevhid dinin kurucusu. Bu yüce peygamberin yanında iki kadının adı parlaktır.Sara, eşinin hep yanında olan afif pâk bir kadındı. Hacer ise iman, sabır ve Allah'a bağlılık sembolüdür.

Hz. İbrahim'in eşi Sara, çocuk sahibi olamıyordu. Hacer adında bir kölesi vardı, Hacer'i hz. İbrahim'e serbest bırakarak onunla evlenmesi ve böylece çocuk sahibi olması için bağışladı. Bir süre sonra Hacer İsmail adını verdikleri bir erkek çocuk doğurdu. İsmail'in çocuksu tatlı hareketleri Sara'yı çocuksuzluğun üzüntüsü içinde bıraktı. Sara, bu sıkıntısının hz. İbrahim -as- ailesine yansımasını önlemek için Hacer ve oğlunu başka bir yere götürmesini istedi. Hz. İbrahim -as- Hacer ve oğlunu Hicaz'a götürdü ve kendisi dönene kadar orada kalmalarını istedi. Bir süre sonra Hacer, o sıcak çölde su aramaya kalktı ve Mekke'de Saf'a ve Merve dağları arasını çeşme arayarak yedi kez dolaştı. Her defasında serap görüyordu, ve su bulduğunu zannediyordu. Daha sonra dönüşünde, oğlunun ayağı altında bir çeşme aktığını gördü.Hacer sevincinde İsmail -as-‘e Allah bana ne iyi bir çocuk bağışlamış dedi.

Hiç şüphesiz, o uçsuz bucaksız beldede, Hacer'in sabırlılığı, ve dindarlığından kaynaklanan bir durumdu. Hacer'in içten Allah'a inanarak ona tevekkül etmesi, Hacer ve oğlunu zorluklarda korudu ve ona güç verdi, o kurak susuz çölde Allah'ı tanımak ve tevhidi simgeleyen önemli bir ortam ve mekan oluşturdu. Günümüzde, milyonlarca müslümanın buluştuğu Kâbe Hacer ve İsmail'in adıyla birliktedir. Hacer, ilahî harem yakınında gömülen tek bir kadındır ve pâk türbesi Allah aşkını yüreğinde taşıyanların ziyaret yeridir.

Şimdi de Sara'nın hayatını gözden geçirelim: İbrahim -as- Sara ile yaşıyordu ve 90 yaşındaydı. Sara çocuksuzdu. Kur'an-ı Kerim ayetlerine göre, günün birinde, hazreti İbrahim'e misafirler gelir. İbrahim -as- eşinden onları ağırlamasını ister. Sara evde mevcut malzeme ile en iyi yemeği hazırlar, ancak misafirler hiçbir şey yemezler. Hz. İbrahim -as- sorduğunda. Biz ilahi melekleriz. Sara'nın bir çocuk sahibi olacağını, isminin İshak olup, İsmail gibi ilahî peygamberlerden ve Yakub'un ondan doğacağını müjdelemeye geldik dediler.

Hz. İbrahim'in eşi ilahî mesajı aldıktan sonra şaşkınlıktan güldü, zira yaşlılık nedeniyle o ve eşi hz. İbrahim artık çocuk sahibi olma dönemini geride bırakmışlardı. Hûd suresinin 72 ve 73. surelerinde şöyle buyurmuştur: "Vay bana" dedi, ben kocamış, bir kadın iken ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten şaşırtıcı bir şey! Dediler ki; Allah'ın emirlerine mi şaşırıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı kuşkusuz o, övülmeye layık olandır, mecittir.

Kur'an-ı Kerim'de İbrahim -as- in şahsiyeti, Hûd ve Zaryat surelerinde belirtilmiştir. Bilindiği gibi, Sara, öyle bir dereceye yükseldi ki, meleklerin hazreti İbrahim'in -as- yanında bulunmasına tanık oldu. Onları gördüğü gibi, meleklerle konuştu bile, bu konu, Sara'nın ilahî marifetlerin bilincinde olduğunu ve bir olan Allah'a inanma kültürünün de, kadının erkekler gibi değer ve azamet sahibi olduğunu, takva ile meleklerle konuşarak yaratıcının merhamet ve lütuflarını gösteren mesajlar alabileceğini ortaya koymaktadır
Kul Olmaktan Gurur Duymalı
 
meksikabiberi

diyet
(52 Gelen 197 Giden)

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben
 
Sen yokken biraz daha ölüyorum ben
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin

Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında

Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında
Gittigidiyor dan Fırsatlar
 
Mahzun NEBİ
 
CAN KIRIKLARI
 
Şimdi susuyorum!
yüreğimdeki yangınlara aldırmadan
bıraktığın enkazın küllerinde yürüyorum
her adımda biraz daha uzaklaşıyorum kendimden
dilim dipsiz bir kuyuya düşüyor
kendimden kaçıyorum

şimdi anlıyorum!
şehrin rezil sokaklarında bitmişiz
sevdamızın köşebaşları hep tutulmuş
bakışlarım biraz daha boş artık dünden
içimdeki uçurum eskisinden derin

şimdi biliyorum!
sonsuza kadar sürmüyor tüm sevgiler
o derman hiçbir zaman olmuyor yürekte
biran geliyor ölüyor birşeyler
en derinlerde bir yerde

şimdi görüyorum!
kişi sadece hatalarına yanmıyor
tam derdimi anlatabileceğim dediğinde
dilde kelimeler bitiyor

şimdi yürüyorum!
ismi fail bir yolculukta çırılçıplağım
can kırıkları kanatıyor heryerimi
içime damlıyor kan kızılı
ağır ağır ölüyor bu beden
can tende yarım.

 
Bugün 5 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol